
#28 Şubat'ta başörtü zulmüne uğrayan öğrenciler için fotoğrafçı oldu #Güncel Haberler
#Şubat039ta #başörtü #zulmüne #uğrayan #öğrenciler #için #fotoğrafçı #oldu
28 Şubat'ta başörtü zulmüne uğrayan öğrenciler için fotoğrafçı oldu-
Karabağ Savaşı’nda ailesinden ayrılıp Üsküdar’a gelen “Foto Gül” lakaplı Tazegül Eğilmez, 25 senedir fotoğrafçılık yapıyor.

Üsküdar’da “Foto Gül” adlı fotoğrafçı dükkanının sahibi 60 yaşındaki Tazegül Eğilmez, 28 Şubat döneminde başı açık fotoğraf istenen öğrencilere yardım etmek için fotoğrafçılık halletmeye başladı.
Darbe sürecinde başörtülü kız öğrencilere destek olmak istedi
Üniversitelerde başörtülü öğrencilerin kampüs içinde dolaşmaları yasaklanırken, postmodern darbe sürecinde okullara kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler, başları açık yada peruk takarak fotoğraf çektirmek mecburiyetinde bırakıldı.
O yıllarda Üsküdar’daki “Foto Burak”ta eşine destek olan ‘Gül teyze’ de kız öğrencilere destek olmak için fotoğrafçı olmaya karar verdi.
Halen Üsküdar’da ‘Foto Gül’ adlı dükkanında fotoğrafçılık meydana getiren Eğilmez, ülke değişiklik yapma serüvenini ve yaşamış olduğu zorlukları AA muhabirine söyledi.
28 Şubat’ta başörtü zulmüne uğrayan öğrenciler için fotoğrafçı oldu – Video
“Çocukluğum Rusya’nın yönetiminde geçti”
Eğilmez, Azerbaycan’ın Gence şehrinde 1962’de doğduğunu belirterek, “Çocukluğum Rusya’nın yönetiminde geçti, orada 12 yıl okudum. Ondan sonra evlendim, çocuklarım oldu, 1990’lı yıllardaki Karabağ Savaşı’na kadar orada düzgüsel bir yaşam yaşıyorduk.” dedi.
Harpte oldukça zorluklar yaşadığını ifade eden Eğilmez, “Geçim durumu zorluydu, iş güç yoktu. Çocuklarım oldukça küçüktü, ben de geçimimi sağlamak için 1994 senesinde 33 yaşlarındayken çocuklarımı Gence’de bırakıp Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Evlatları memlekette bıraktım, o zamanlar iyi mi getirecektim oldukça küçüklerdi.” diye konuştu.
“Kuru ekmekleri ıslattım yedim kimseden para istemedim”
Eğilmez, İstanbul’a ilk geldiği zamanlarda zorluklar çektiğine değinerek, “Yedi gün sokaklarda yattım, kimi kimsem yoktu, devamlı olarak iş aradım. Kuru ekmekleri ıslattım yedim kimseden para istemedim, dilenmedim.” dedi.
Ondan sonra Ataşehir’de bir lokantaya iş başvurusunda bulunduğunu aktaran Tazegül Eğilmez, fotoğrafçılıkla yollarının kesişme öyküsünü şöyleki söyledi: “Kayışdağı taraflarında gece gündüz, 24 saat açık bir lokanta gördüm, sahibine ‘İşçi lazım mı?’ diye sormuş oldum. Sağ olsun beni bulaşıkçı olarak aldı dükkana. Duracak yerim olmadığı için orada geceleri bulaşık yıkarken başımı yaslayarak uyuklardım. Mutfakta çalışırken tavuğun iç yağlarını çöpe attıklarını gördüm, onları toplayıp eriterek yağ yapmış olup, memlekete, küçüklere gönderirdim. Sonrasında bir alan kişi hanım sağ olsun benim o halimi görmüş oldu ve ‘Kızım niye burada çalışıyorsun, hasta bakım işleri var yatılı kalabilirsin, ben sana birisini bulayım.’ dedi. Ben de hastanelerde hemşire olarak çalışmıştım daha ilkin tecrübem vardı. Tanrı razı olsun o hanımefendi bir iş buldu bana. Yaşlı bir hanıma baktım bir süre, öylece arkam yatak görmüş oldu. O hanım vefat edince Üsküdar’da bir yüzbaşının eşi vardı onun yanına geçtim. Orada çalışırken de ek iş olarak bankada temizlik işleri yapmak istedim. İş başvurusu için benden bir fotoğraf istediler. Ben de oraya en yakın fotoğrafçı ‘Foto Burak’ vardı oraya gittim, Üsküdar’ın 60 senelik fotoğrafçısıymış. Sonrasında dükkanın sahibi Abidin Bey ve kız kardeşiyle tanıştım, Azerbaycanlı olduğumu öğrenince beni oldukça sevdiler bu sebeple onların ailesi de Azeriymiş. Bu şekilde olunca ara ara ablasıyla muhabbet etmeye oraya gitmeye başladım. Sağ olsunlar bana haiz çıktılar, böylece orada yiyecek halletmeye, hizmet etmeye başladım ve Abidin Bey’le evlendik.”
“Beyninin içine bakmıyorlar, başörtüsüyle uğraşırlar“
Eğilmez, Foto Burak’ta fotoğraf çekmeye ise 28 Şubat süreci tesettürlü kızların ricası üstüne başladığını vurgulayarak, “O zamanlar üniversiteye giden kızları başı açık istiyorlardı. Beyninin içine bakmıyorlar, başörtüsüyle uğraşırlar. Rusya bile bizlere öyleki bir şey anlatmadı. Hristiyan olmalarına karşın öyleki bir baskıları olmamıştı, burası iyi mi Müslüman ülkedir, öyleki başörtüsüyle uğraşılır mı? Zoruma gitti, içimden bu kızlara hizmet edeceğim diye geçirdim. Ondan sonrasında kızlardan birisi de ‘Teyze ne olur sen çek bizim fotoğrafımızı, burada oturuyorsun’ dedi. Ben de ‘Kızım baş üzerine, ben de bu şekilde bir karar almıştım. Senin sözün de bana iğne benzer biçimde battı bunu yapacağım.’ dedim. O kızlarım için fotoğrafçı oldum, yoksa bu işi yapmazdım, çok da fazla sevmem şu demek oluyor ki.” ifadelerini kullandı.
“İmkanım olsa hepimiz yardım etmek isterim”
Hala tesettürlü kızların dükkanına gelip fotoğraf çektirdiğini özetleyen Eğilmez, “Ondan sonra Foto Burak kapanmış oldu, ben Foto Gül adından bir mekana geçtim yalnız başıma çalışmaya devam ediyorum fakat ticari olarak bakmam ben buraya. İmkanım olsa hepimiz yardım etmek isterim. Çocuklarım Azerbaycan’da kaldı evlendiler, işleri güçleri var başka memleketlere gittiler fakat ben 30 senedir görüşemedim onlarla, yalnız uzaktan konuşabiliyoruz. Sanki benim çocuklarım benzer biçimde değiller artık. Ben zihnen 1994’te kaldım aslen, orada o minik evlatları ardımda bırakmak zorunda olmanın derdini hala yaşıyorum. Fakat burada bir ihtimal yüzlerce, binlerce kız çocuğuna destek olmaya çalıştım. Bu durum birazcık olsun içimi ferahlatıyor.” dedi.
“Fotoğrafta mühim olan naturel olmasıdır”
AA’nın haberine gore Tazegül Eğilmez, mesleğe ilk başladığında analog makinalarla çekim yapmış olup, karanlık odada düzenleme yaptığından da bahsederek, “Ondan sonra teknoloji gelişti dijitaller geldi. İlk zamanlar ona ayak uydurmakta oldukça zorlanırdım fakat sonrasında öğrendim oldukça şükür. Eski karanlık odalarda rötuş bildiğim için Photoshop programını da kolay öğrendim. Fazlaca fazla müdahale etmek doğru değildir aslına bakarsanız fotoğrafta mühim olan naturel olmasıdır.” açıklamasını yapmış oldu.
Üst katında bulunan noterden oldukça fazla insanoğlunun fotoğraf çekmeye geldiğine değinen Eğilmez, insanların oradan çoğu zaman tartışmalı ve gerilmiş olarak geldiğini fakat ayrılırken mutlu ayrıldıklarını söylemiş oldu.
Çevredeki esnafla ilişkilerinin oldukça iyi bulunduğunu aktaran fotoğrafçı Gül teyze, “Komşularım bana ‘Sen buranın muhtarısın’ diyerek şakalaşırlar. Sağ olsunlar hepsiyle aramız iyidir ve birbirimizi sever kollarız.” diye konuştu.
#28 Şubat'ta başörtü zulmüne uğrayan öğrenciler için fotoğrafçı oldu #Son Dakika Haber
Sayfa içerikleri
- 1 #28 Şubat'ta başörtü zulmüne uğrayan öğrenciler için fotoğrafçı oldu #Güncel Haberler
- 1.0.0.1 Darbe sürecinde başörtülü kız öğrencilere destek olmak istedi
- 1.0.0.2 “Çocukluğum Rusya’nın yönetiminde geçti”
- 1.0.0.3 “Kuru ekmekleri ıslattım yedim kimseden para istemedim”
- 1.0.0.4 “Beyninin içine bakmıyorlar, başörtüsüyle uğraşırlar“
- 1.0.0.5 “İmkanım olsa hepimiz yardım etmek isterim”
- 1.0.0.6 “Fotoğrafta mühim olan naturel olmasıdır”
- 1.1 #28 Şubat'ta başörtü zulmüne uğrayan öğrenciler için fotoğrafçı oldu #Son Dakika Haber